29 Kasım 2013 Cuma

Ankara'nın Bağları

En büyük hayallerimden birisi dünyayı gezmek olduğu için,ne zaman gezilecek bir yer varsa kendimi orada buluyorum.Bu sefer 24 saat gibi kısa bir sürede Ankara'da yapılabilecek bütün gezmeleri yaptım.Okul gezisi olduğu için daha da eğlendim.Sevdiklerimle gezmeye bayılıyorum.Otobüsle gidince uykum olmasına rağmen uyuyamadım.Gecenin 3 sularında Aşk Tesadüfleri Sever filmini bir milyonuncu kere izledim.Ankara'ya vardığımızda önce Atatürk'ün Selanik'teki evinin birebir aynısını görmeye gittik.Fakat yollar o kadar rezalet durumda olunca insan sinir krizi geçirmeden edemiyor.Eve gidince de şansımıza elektrikler kesikti.Hep bir terslik olmasa olmaz.İlerleyen saatlerde Anadolu Medeniyetleri Müzesine gittik.Her yer hem yeşil hem de tarihi eser dolu olunca fotoğraf çekmeden edemedim.


1.ve 2.Meclisi tek tek gezdik.İnsan 90 sene önce ne çabalarla kurulan bu cumhuriyetin gerçekleştiği mekanlarda olunca kendini kelimelerle ifade edemiyormuş.Ben susuyorum,fotoğraflarım anlatsın kendini.



Müzeleri ve tarihi mekanları gezdikten sonra Anıtkabir'e geldik. Anıtkabir'e gelince Ata'mızın huzurunda olmaktan olsa gerek insan göz yaşlarını tutamıyor.İlk kez gelmeme karşın bu sene olan Gezi Parkı olaylarından sonra o kadar yokluğunu hissediyoruz ki keşke çıkıp gelse dememek elde değil.Müze içinde yer alan bal mumu heykeli o kadar gerçek ki karşısına geçip saatlerce izledim.Kendimi tutamayıp ağladıkça ağladım.Atatürk'ün huzurunda en duygulandığım anlardan birisi de engelli insanlardan oluşan bir grubun orada olmasıydı.Ayakları olmasına karşın Ankara'ya gelmeyi umursamayan insanlar varken engelli diye birçok kişinin eksik gördüğü bu insanların Anıtkabir'de bulunması beni derinden etkiledi.Müze ziyareti bittikten sonra güneş batışı yaklaşıyordu.Anıtkabir'de güneşin batışı o kadar güzel ki,Türkiye'de en güzel burada batıyor olabilir.İnsan orada olmaktan o kadar huzur doluyor,kendini tarif edemeyeceği duygular içinde buluyor ki tarif etmek imkansız.
Ben Türk doğdum,Türk öleceğim.İzindeyiz Atam.


Sonunda Cuma,İyiki Cuma.Yaşasın Hafta sonu!

Haftalardır yazı yazmıyorum.İçimde tarif edemediğim bir boşluk var.Sonunda ilham perileri benimle,o zaman ne duruyorum hemen yazımı yazayım.
Sonbaharı ne kadar çok sevsem de kasım ayına hiç ısınamadım senelerdir.Bu kasım farklı oldu.Gezdim,izledim,okudum ve keşfettim.
Öncellikle Ahmet Ümit'in son kitabı olan Beyoğlu'nun En Güzel Abisi bu ay beni en çok saran kitaplardan biri oldu.Katili bulmak için kitabı elimden düşürmeden okudum.Polisiye okumaya ara romantik kitap okumaya karar verdiğimde Jojo Moyes'in Sevgilimden Son Mektup isimli kitabı oldu.Eğer Senden Önce Ben kitabını okuduysanız mutlaka bunu da okumanız gerekir.(Otobüs,cafe gibi yerlerde son sayfaları okumak tehlike içerir.)
Aylardır herkesin beklediği bütün filmler bu ay vizyonda yer alıyordu.Henüz Catching Fire filmine gitmek nasip olmasa da bu hafta sonu izleyip,kendimi konu dışında kalma hissinde kurtaracağım.Gülmeyi seviyorsanız Last Vegas filmine mutlaka gidin derim.Kadrosuyla,esprileriyle insanı güldüren bir film olmuş.
Konu gezmeye gelince akan sular durur.Gezmeyi sizden öğrenecek değilim.Günü birlikte olsa Ankara'ya gittim ve bu konuda ayrı bir yazı yazmaya karar verdim.Hislerimi anlatmak zor olacak gibi duruyor.
Ay boyunca pek çok karar verdim.Hatalarımı  farkına vardım.Yeni yıla 1 ay kala yeni yazılar yazmaya,yeni müzikler keşfetmeye ve kararlar almaya durmadan devam ediyorum.
Son olarak günün şarkısını da paylaşıyorum.

9 Kasım 2013 Cumartesi

Yazmasam İçimde Kalacaktı,Ben de Yazdım.

Hayatta olmasını istediğimiz çok şey var.İnsanlar doğası gereği bir şey olmazsa onu daha çok ister.Dünyanın neresinde olursa olsun,kim olursa olsun bu böyledir.Aslına bakarsanız istediğimiz şeyler gerçekleşince değeri gözümüzde azalır.Herkesi hayata bağlayan hayalleri,istekleri,sevdikleri,onları mutlu eden değerli anıları vardır. Hayat herkese eşit derecede adil davranmaz.Kimi insanlar vardır istekleri,hayalleri anında gerçekleşir kimi insanlarda vardır hayalleri olsun diye çabalar durur.İnsan hayalleri ve istekleri olduğu sürece vardır.Örneğin uzun süredir kızından ayrı kalan bir anne,bu satırları okurken onu yanında olmak ister.Gözlükleri ve telleri olan bir genç dışlanmadan insanların onu sevdiği için onun arkadaşı olmasını ister.Belkide şu an Afrika'da yaşayan bir çocuk bir yudum su içmenin hayalini kuruyor.
Hepimizin sahip olduğu çok değerli hayatlarımız var.Fakat hiç bir insan bundan memnun değil.Hep daha iyisini istiyor.Olduğu yerden kimse memnun değil.Oysa ki hepimiz o kadar şanslıyız ki.Eğer ben bu satırları yazıyorsam,sizlerde bu satırları okuyabiliyorsanız hayatınız o kadar kötü değil.Belki hayalleriniz henüz gerçekleşmedi.Olmasını istediğiniz çok şey var.Hayallerimiz onları istedikçe daha güzeldir.Gece yatarken olmasını istediğimiz şeyler varken hayat o kadar da kötü değil.Mutsuz olmayı bırakıp elimizdekilerle mutlu olmayı denesek hayat daha güzel,yaşadıklarımız daha anlamlı gelebilir.Hayat hayallerle güzel...